
Hz. Ali (r.a) şöyle anlatır:
"Bir gün Hz. Resûlullah (s.a.v) bize, 'Bir kadın için en hayırlı durum hangisidir?' diye sordu. O anda bir cevap veremedim. Fâtıma'nın yanına dönünce,
"Ey Muhammed'in (s.a.v) kızı! Hz. Resulullah (s.a.v) bize bir mesele sordu, nasıl cevap vereceğimizi bilemedik" dedim. Fâtıma, "Ne sordu?" dedi. Ben,
"Bir kadın için en hayırlı durum hangisidir?” diye sordu, dedim. Fâtıma,
"Bunun cevabını bilemediniz mi?" dedi. Ben de "Hayır, bilemedik!" dedim.
O zaman Fâtıma,
"Bir kadın için en hayırlı durum, (bir zaruret hali hariç) onun yabancı bir erkeği görmemesi; yabancı bir erkeğin de onu görmemesidir" dedi. Akşam olunca Hz. Resûlullah (s.a.v) ile birlikte oturuyorduk. Ben, Peygamber Efendimiz'e (s.a.v),
"Ey Allah'ın Resûlü! Siz bize bir mesele sormuştunuz, biz de bilememiştik. Bir kadın için en hayırlı durum, onun yabancı bir erkeği görmemesi; yabancı bir erkeğin de onu görmemesidir" dedim. Resûlullah Efendimiz (s.a.v),
"Bunu sana kim söyledi?" buyurdu. Bende,
"Fâtıma" dedim. Peygamber Efendimiz (s.a.v),
"Doğru söylemiş; şüphesiz Fâtıma benden parçadır" buyurdu.