ALLAHU AKBAR..

FROM MY HEART ALLAHIM.... THIS IS TO YOU ONLY TO YOU... ONLY YOU KNOW ME, ALLAHIM...ONLY YOU CAN TO HELP ME..ONLY YOU CAN TO MAKE WHAT I NEED,
TO MODIFY WHAT TO NEED... TO BE BETTER WHAT NEED... ONLY YOU CAN TO FORGIVE ME... AND TO MAKE THOSE HEART, WITHOUT LOVE TO WORK FOR THE TRUTH LOVE... AND UNDERSTAND WHAT IS THE TRUE LOVE... MY ALLAHIM.. FORGIVE ME...
I , YET, AM TO LEARNING... TO BE, GOOD MUSLIM, MY ALLAH....









NÃO USE DE ENGANAÇÃO, NÃO USE AS PESSOAS, NÃO SE PONHA ENTRE CASAIS, NÃO SEPARE FAMILIAS, NÃO FALE DA VIDA ALHEIA.
TENTE SER MELHOR A CADA DIA. TEMA ALLAH CC COM FEVOR.
TODOS NÓS SABEMOS QUE COLHEREMOS O QUE SEMEAMOS.
CUIDE DE SUA VIDA. NÃO CUIDE DA VIDA ALHEIA.
SE NÃO PUDER AJUDAR, NÃO ATRAPALHE. NÃO SE PONHA NO CAMINHO.
ALLAH CC NOS DEU UMA UNICA VIDA, CABE-A NÓS CUIDAR DELA !














Friday, August 26, 2011

hz Gavs sohbeti

Gavsı sani hazretlerinin bir sohbeti

Size bir kaç şey söyleyeceğim...
Bu Nakşibendi tarikatının gayesi Allah-u Teala'nın rızasıdır. Bu tarik-i alanın gayesi , emri bil maruf nehyi anil münkerdir.Allah-u Teala'nın emrini yerine getirmek ,
Allah-u Tealanın yasak ettiği hareketlerden uzak kalmaktır.Hepsi gaye budur....

Burada gaye insanın kalbini nakşetmektir, bu da ibadettir. Allah'u Teala Kur'an- ı Kerimde böyle buyurmuş :

"Ya ademoğulları, şeytana tabi olmayın, O sizin düşmanınız , zahiren düşmanınızdır.Bize ibadet edin..." Bu ibadet etmek Tarikat-ı Müstakimdir.Hepsi gaye odur.
Gaye Allah'u Tealanın emrini yerine getirmek, Allah'u Teala'nın yasak ettiğinden uzak kalmaktır.Hepsi gaye odur.

Bunu insan yaparsa Ameli Salih olur. Ameli Salih ise Allah'u Tealanın rızasıdır. İşte bu Tarikat-ı Ala üzeinde duruyoruz. Bu tarikat-ı alanın gayesi Allah'u Telanın rızasını almaktır, ve Allah'u Tealanın emrini yerine getirmektir. Bunun için de insan , üzerinde çalışması lazım, niyet koymak lazım.
Sonra bütün ameller de niyetle olur, niyet olmazsa o amel olmaz.

İnsan abdest alırken niyet olması şarttır, ibadet yaparken niyet olması şarttır. Bütün ameller de kalben olmalıdır. Gavsımız kaddesAllah'u esrarahum aliyye bu niyet üzeinden sohbet yapmıştı:

İnsan sabahleyin kalkarken , elbiseyi giyerken ,bir iki dakika kalbinden niyet olması şarttır. Ya Rabbi , ben sizin için gidip çalışacağım , sonra insan mesleği neyse gidip çalışmak lazımdır, dünya işi de şarttır.Allah'u Teala şart koymuş ama hayır yollarına gitsin şer değil. Sonra şer olursa insan mahvolur, zarar görür ,felaket olur ve işte niyette lazım , hayr olmak için...

Ya Rabbi, ben sizin için gidip çalışacağım, gayemiz bizim   "rızasını almaktır" = Gaye bu, çalışmak kendi rızkım için değildir..
Razıkı mutlak sensin.Çalışsam çalışmasam bana vaadetmişsin, "ben rızkını vereceğim" diye söylemişsin. Aile efradımızı üzerimize vacib etmişsiniz
Ya Rabbi, bu ailemin ihtiyacını görmek için gidip çalışıyorum. Ya Rabbi , bir de sevaplarımı arttırmak için, gelen sevaplar için bu sevaplar için çalışıyorum Ya Rabbi.

Böyle bir niyet ederse kalbinden; sanki o insan camiye gidip ta akşam oluncaya kadar Allah'u Tealaya ibadet yapmış olur.Doğru bu da ibadettir dünya değil, sonra dünya olursa Allah'u Teala lanet getirir ona. Hadisi şeriftir Peygamber aleyissalatu vesselam buyurmuş :

"Eddünya vema fiha melune illa zekerAllah'u" dünya ve bütün dünyanın içerisindekiler melundur .

Allah'u Teala lanet getirmiş. İnsan niyet ederse Allah rızası için bu hariçtir. İşte bu niyet "onun içindir". Dünyanın melanetinin altın girme sakın, daima kalbinden niyetini sağlam sürmek daima kontrol etmek, daima Allah rızası için yapmak ki ibadet olsun. O çalışması menfaat almak için lazımdır.

Onun için niyetini kontrol etmek için niyet şarttır. Allah'u Teala şartı koşmuş, bunun için bizde daima kontrol altına alalım kalbimizi.

Şeytana bırakmayalım nefse bırakmayalım.Sonra onlar düşmandır..
Düşman düşmana acımaz, düşmandan düşmana hayır gelmez, daima kötülük ister. Sonra Allah'u Teala Kur'an-ı Kerimde :

"İnne nefse leemmaretün bissui" diyor. "Nefsi emmare insandan daima kötülük ister.Hayr istemez."

Sonra düşmandır o da..İnsan bir dönerse Allah'u Tealaya, Allah'u Teala onun kademesine gelir. Bir insan Allah'u Tealaya bir kademe gelirse, Allah'u Teala ona on kademe gelir..

Sonra dünya çok pistir, insana çok zarar verir. Hatta Hazreti Aleyhissalatu Vesselam "dünyanın mihnetini günahların anasıdır.
"Bütün günahlar ondan kaynaklanıyor, dünyadan kendini muhafaza etmek şarttır." dikkatli olacaksınız.



Niyetini Allah rızası için gidip çalışmak lazım, sonra çalışmakla çok büyük menfaat olur. Özellikle bu zamanda ve bu asırda gündüz gece çalışmak lazımdır.
Çünkü biz gaye ; Peygamber Aleyhissalatu Vesselamın keyfini yerine getirmek içindir. Sonra Peygamber Aleyhissalatu Vesselam kendi ümmetini çok severdi.

Başka peygamberler gibi değildi.Sonra kıyamet günü bütün peygamberler ,sonra kıyamet günü Allah'u Teala insan eziyet görmezse cennete giderse
o cennet hoşuna gelmez.

Eziyet görüp yorulunca insan rahat oturunca o rahatlık insanın hoşuna gider. Kıyamet günü Allah'u Teala cehennemin gemlerini bırakıp bütün insanların üzerine geliyor. Gelince peygamberler arşı alaya arşın kendine ( sarılıp ) ;

"Ya Rabbi beni kurtarın ,Ya Rabbi beni kurtarın" diye bağırıyorlar. Sadece bizim Peygamberimiz Aleyhissalatu Vesselam Muhammed Aleyhissalatu Vesselam kalkıp;

"Ya Rabbi benim ümmetimi kurtar" diyor.

Kendi nefsini istemiyor kendi ümmetini istiyor dolayısıyla biz de onun için çalışmalıyız.Sonra o çok sever, başka ümmetler gibi değil. Bunun için onun keyfini getirelim. Sonra Peygamber Aleyhissalatu Vesselam Allah'u Tealaya dua etti :

"Ya Rabbi benim ümmetimin ömrünü en kısa vermişsiniz Ya Rabbi.." Sonra kıyamet yaklaşıyor ne kadar kötülük varsa kıyametin yaklaşmasından oluyor.
Hem dünya çok kötü olmuş hem de zamanı çok kısadır. Kısa zamanda vefat ediyorlar gidiyorlar sevabı da azdır. Kıyamet günü Peygamberlerin bazısından
"benim ümmetimin sevabı azdır" diye utanıyorum.

"Ya Rabbi, isteriz ki ümmetimiz de biraz fazla olsun hem onların zamanı kısa hem de en kötü zamanda yaşıyorlar hem de sevabı az oluyor ben utanıyorum" diye dua etmiş.

Onun için Allah'u Teala Peygamber Aleyhissalatu Vesselam için ya da öteki Peygamberlerde bir günaöh bir günah idi. Bir hayır bir hayır idi. Bir hayır yaparsa bir hayır yazıyordu Allah'u Teala buna da bir günah bir günah idi ama Peygamber Aleyhissalatu Vesselam hayrını fazlalaştırmak için Allah'u Teala ona mükafat vermiş.
Bir sevap on sevap yazdırır en az. Bazı sevaplar vardır bin sevap yazdırır binbeşyüz sevap yazdırır bir trilyon sevaplar da vardır. Bu sevaplar çoktur.

O da Allah'u Teala büyük nimet Peygamber Aleyhissalatu Vesselama vermiş. Onun için mesela insan Mekke'de bir sevap yaparsa bir Lafzai Celal söyler sanki yüzbin sevap Allah'u Teala ona yazdırıyor yani bire yüzbindir.. Mekke'de Medine 'de bir bindir o kadar sevap oluyor. Bir kelime Lafzai Celal söylerse mekke de sanki yüzbin kelime söylemiştir. Allah'u Teala yazdırıyor...Normal bizim herkes kendi memleketinde bir söylerse on yazdırıyor.

Bir de, kalp Allah'u Tealaya mahsustur, Allah'u Teala insanın kalbine bakar. Bu kalbe düşünce haram düşünceler olursa kötü düşünceler kalbine girerse Allah'u Teala yazdırmaz. Sevap olursa yazdırır hayır olursa yazdırır ama günah olursa yazdırmaz. Sonra kalp Allah'u Tealanın azametinin eliyle yazdırıyor kendi eliyle yazdırıyor. Bunun için Allah'u Teala haram niyeti de yazdırmaz, hayır sevabı yazdırır.

Mesela insan niyet ederse "Ya Rabbi ben sizin için bu şeyi yapacağım bu cami yapacağım, Mekkeye gideceğim yahut hacca gideceğim" böyle bir sevap niyet ederse yaparsa on yazdırır yapılmazsa bir yazdırır.
Ama bir insan günaha niyet ederse "ben filan adamı haşa öldüreceğim" diyor ama vuruşma olmuyor vuruşma olmazsa melekler yazmaz.Niyet ediyor ben filan adamı öldüreceğim filan adama zulm yapacağım filan adamı şöyle yapacağım harekette ediyor. Ama Allah'u Teala yaparsa yazdırır yapmazsa yazdırmaz.
Ama sevap olursa hemen niyet ederse yazdırır. Yaparsa on yazdırır yapmazsa bir yazdırır. Daima insanın kalbinde niyet olması şarttır yaparsa Allah'u Teala sevabını verir yapmaza Allah'u Teala onu mahrum etmez.

Gavs K.S.A ile her sene hac niyeti yapıyoruz daima niyetimiz; kalbimiz bu sene gelince ben hacca gideceğim. Eğer Allah'u Teala bize nasib ederse onu
sevap yazdırır. Nasib de olmazsa gene hac sevabını alır.Daima o niyetle insan bir şey yazdırır.

Sizin geldiğinize çok memnun kaldık, Allah razı olsun. Yalnız sizden ricamız şudur : "daima Allah rızası için çalışalım, Allah rızası için yola gidelim, Allah rızası için kalpten niyet edelim ki Allah'u Teala bu iyi şeyleri bize nasib etsin". Yani Türkiye'nin her yerinden geldiniz Allah'u Teala her kademden Allah'u Teala on sevap size yazdırır. Sonra bu niyet Allah rızası içindir inşallah başka şeyler olmasın.
Bunları silip atmak lazım, yani Allah'u Tealanın rızası için olmayanları kaldırıp atalım ya da hayır olsun. Yalnız çalışmanızı istiyoruz ki Peygamber Aleyhisselatu Vesselam'ın keyfi gelsin. Peygamber ( s.a.v) beyaz yüzle onun huzuruna gidelim beyaz yüzle onun keyfini getirelim.

Allah'u Teala Peygamber (s.a.v) için çok şeyler vermiş, sonra büyük Peygamberlerden biridir.. Sonra Allah-u Teala çok büyük bir makam vermiş. Böyle insanlardan böyle peygamberlerden onun gibi Allah'u Teala makam vermemiş. En büyük peygamberlerden birisidir onun için ümmeti de böyle sadık olsun .

Sonra bu Tariki Nakşibendi çok büyük bir atılımdır, müstakimdir. Sonra en sadık yolsa Eba Bekir-i Sıddık (r.a)dır. O sıdkıyla gidiyor, o sıdkıyla sadık olmak şarttır.
Sadık olalım ki biz menfaat görelim. Allah'u Teala bu Tarikati Müstakimden bizleri nasib etsin, bu Tarikati Müstakim devam etsin ta kıyamete kadar.

Bizi Aleyhisselatu Vesselamın şefaatinden ayırmasın, bu Saadat-ı Nakşibendiye nin gölgesinden ayırmasın Peygamber Aleyhisselatu vesselamın yolundan ayırmasın. Saadatı Naksibendinin yolundan Tarikati Müstakimden ayırmasın.

Allah yardımcınız olsun. İnşallah bizlerde sizlerde Peygamber (s.a.v) yolundan gidelim.
Hepsi gaye odur onun için çalışalım hepsi onun için ileri götürelim zira biz çok büyük bir zarardayız.

Kıyamet gününün en dehşetli en zahmet en tehlikeli zamanındayız. Bu tehlikeli zamanda çalışmak şarttır, gündüz gece çalışacağız. Allah'u Teala çok seviyor Saadatlar da seviyor onun için dünya değil de ahiret için çalışacağız.

Allah'u Tealanın keyfine gitmek için, nazarlarını beraber olmak için..
Allah'u Teala bu yolu bu tarikati insanımıza nasib etsin. Yetmiş milyonu nasib etsin.
Allah yardımcınız olsun.Allah muhafaza etsin. İnşallah kıyamet günü birlik beraberlik içinde oluruz.
 

'A'oozu Billahi Minash-shaitanir Rajeem bismillaharrahmanarrahim

'A'oozu Billahi Minash-shaitanir Rajeem bismillaharrahmanarrahim

Ayat-ul-Kursî.]—
Allah! There is no deity except He, the Ever Living, the One Who sustains and protects all that exists. Neither slumber, nor sleep overtake Him. To Him belongs whatever is in the heavens and whatever is on earth.
Who is he that can intercede with Him except with His Permission?
He knows what happens to them (His creatures) in this world, and what will happen to them in the Hereafter .
And they will never compass anything of His Knowledge except that which He wills. His throne extends over the heavens and the earth, and He feels no fatigue in guarding and preserving them. And He is the Most High, the Most Great.


Allahu laa ilaha illa huwa, Al -Haiy ul-Qaiyum La ta'khudhuhu sinatu wa la nawm lahu ma fis -samawati wa ma fil-'ard Man dhal-ladhi yashfa'u 'indahu illa bi-idhnihi Ya'lamu ma bayna aydihim wa ma khalfahum wa la yuhituna bi shai'im min 'ilmihi illa bima sha'a Wasi'a kursiyuhus-samawati wal ard wa la ya'uduhu hifdhuhuma wa Hu wal 'Aliyul-Adheem

In the name of Allah, The Most Kind, The Most Merciful.


Quran 113:0
In the name of Allah, The Most Kind, The Most Merciful.
Say, “I seek refuge in (Allah) the Lord of the Daybreak.”
“From the evil (deeds) of that (creation) which He (Allah) created.”
“And from the evil (deeds of other people) when night time comes (and I am asleep unable to protect myself).”
“And from the evil (deeds) of those (people) who blow on knots (and call on Satin .Shaitan) to help them to cause harm)."
“And from the evil (deeds) of the jealous person when they become envious (and they try to cause harm).”


Quran 114:0
In the name of Allah, The Most Kind, The Most Merciful.
Say, “I seek refuge in (Allah) the Lord of (all) humans.”
“The king of (all) humans.”
“The Allah of (all) humans.”
“From the evil of the retreating whisperer (Satin.Shaitan) who whispers evil suggestions ,( but disappears when people remember Allah).”
‘Who whispers (evil suggestions) into the hearts of humans.”
“(Promoting evil) from among (both) the jinn and humans.”

Oh our Sir, do not condemn us, we are forgotten or we make a mistake! Oh our Sir, do not impose on us load, like which you imposed on our ancestors! Oh our Sir, do not overload us with what we cannot support! Tolerate us! Forgive us! Have compassion of us! You are our Protector! Grant to us the victory on the incredulous ones!


"Laa ilaaha ill-Allaah wahdahu laa shareeka lah, lahu'l-mulk wa lahu'l-hamd wa huwa 'ala kulli shay'in qadeer (There is no god except Allaah Alone with no partner or associate; His is the Sovereignty and His is the praise, and He is Able to do all things)"
Amin amin amin



O JARDIM - THE GARDEN



O JARDIM

Ao nascer, recebemos um jardim para cuidar, já com muitas sementes, que noscabe apenas regar, cuidando com carinho de cada canteiro.No canteiro do Amor, nascem os mais belos sentimentos, como a solidariedade,o afeto, a ternura e uma linda flor vermelha, chamada de solidariedade.No canteiro da esperança, nascem os sonhos, a perseverança, os desejos daalma, que bem regados, rendem muitos frutos, chamados de "realizações".No canteiro da alegria, flores lindas que sorriem para a vida, sãoconhecidas como "motivação", "boa vontade" e "persistência", sendofundamentais para a continuidade do nosso jardim.Mais ao fundo, um canteiro impressiona pela altura das flores, é o canteiroda fé, regado com orações e atitudes regeneradoras, sobem até o céu, emuitas das flores tocam os pés dos anjos, que tudo ouvem nas nossasplantações.Muitos cuidam do canteiro com trabalho incessante, vigiando os pensamentos,regando constantemente o amor, a alegria e a esperança, sempre com desejosincero de mudar para melhor.Assim, as flores crescem sempre fortes, lindas e mesmo diante dastempestades, próprias da vida, resistem ao tempo e as dificuldades,tornando-se cada vez mais belas.Outros, se perdem em lamentações, gastando o precioso tempo em divagações.Pensam nas plantas que poderiam ter e não tem, naquelas que já tiveram eperderam, nas belas plantas do vizinho, e vão se descuidando do jardim,deixando as ervas daninhas tomarem conta dos canteiros.Assim, plantas destruidoras como o ódio, a inveja, a calúnia, a preguiça, as paixões,
o desrespeito, entre outras pragas, vão tomando o lugar das flores, e vamos nos
tornando pessoas amargas, insensíveis, amarguradas, tristes e doentes.O jardim da vida são os seus pensamentos, o regador seus sentimentos e asemente, a fé.O jardineiro é você, a terra, a própria vida, a água é Allah (swt), fonte de toda avida, que está dentro de você, e em todos os lugares em forma de energia.Seja você, o próprio jardim de Deus, cuide dos seus canteiros, regue todosos dias com amor, esperança e fé.Eu acredito em você.
Cid Pimentel
F.M.J.

adaptado por Suleyman


The GARDEN
While being born, we receive the garden you it take care, already with much seeds, which noscabe it hardly will water, taking care affectionately of each flowerbed. In the flowerbed of the Love, the most beautiful feelings plows born, like the solidarity, the affection, the gentleness and the lovely red flower called of solidarity. In the flowerbed of the hope, there joy plows born the dreams, the perseverance, the wishes daalma, what watered well, bring many results called of " realizations in.No flowerbed of the, lovely flowers that smile will be the life, sãoconhecidas like "motivation", " good will " and "persistence", sendofundamentais will be the continuity of our garden. Live you it the bottom, the flowerbed impresses will be the height of the flowers, he is the canteiroda faith, watered with prayers and regenerative attitudes, they rise up you it the sky, emuitas of the flowers they touch the feet of the angels, who completely hear in the nossasplantações. Many people take care of the flowerbed with incessant work, watching the thoughts, always watering constantly the love, the joy and the hope, with desejosincero of changing will be better. Only, the flowers always grow strongly, lovely and even before dastempestades, own of the life, stand the test of team and the difficulties, becoming live and live beautiful.
Others, they plows lost in lamentations, spending the precious team in wanderings. They think about the plants that they might have and it is not, in that what they had already eperderam, in the beautiful plants of the neighbor, and they go if neglecting the garden, letting the weeds take care of the flowerbeds. Only, destructive plants like the hatred, the envy, the slander, the laziness, the passions, the disrespect, between other nuisances, plow taking the place of the flowers, and we go in making bitter, insensible, embittered, sad and ill persons. The garden of the life they plows his thoughts, watering can his feelings and asemente, the faith. The gardener is you, the land, the life itself, the water is Allah (swt), fountain of every live, which is inside you, and at all the places in the form of energy. Be you, the God's garden itself, take care of his flowerbeds, water todosos days with love, hope and faith.
I BELIEVE IN YOU!!!

by: Dr . Cid Pimentel F.M.J. adapted by Suleyman